Sözcükte Anlam
Sözcük ya da kelime, anlam yüklenen, birbirine sıkı sıkı bağlı bir ya da daha fazla biçim birimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimi. İki ucuna birer boşluk verilerek yazılan dil birimi" olarak da tarif edilir. Sözcükler, bir kök ve ona bağlı bir ya da daha fazla ekten oluşabilir. Sözcükler bir araya gelerek sözcük öbeklerini, cümlecik ve cümleleri meydana getirirler.
Yazında sözcükler hecelerden, heceler ise harflerden meydana gelir. Bir sözcük en az bir heceden meydana gelir: can, at, mal, o vb.
1. Gerçek Anlam
Bir sözcüğün herkes tarafından bilinen,söylendiğinde ilk akla gelen anlamına gerçek anlam denir.Gerçek anlam, sözcüğün tek başınayken sahip olduğu anlamdır.
Örnekler
1.Arka bahçelerinde derin bir kuyu vardı.
2.Top oynarken yanlışlıkla camı kırdı.
2.Mecaz Anlam
Bir cümledeki ilgi veya benzetme sonucu,sözcüğün sahip olduğu gerçek anlamdan tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlama mecaz anlam denir.
Örnekler
1.Bu sınavı kazanamazsan yandın sen.
2.Bana hediye alman çok ince bir davranıştı.
3.Yan Anlam
Bir cümlede sözcüğün gerçek anlamına bağlı olarak kazandığı yeni anlama yan anlam denir.
Örnekler
1. Duvarın sıvası için ince bir kum getirmişlerdi.
2. Mağaranın ağzını kayalarla kapattı.
4.Terim Anlam
Bilim,meslek,sanat,spor dallarıyla ilgili birtakım varlıkları,durumları,kavramları ifade eden bu tür sözcüklere terim anlam denir.
Örnekler
1.Bu filmdeki performansıyla en başarılı aktör seçilmişti.
2.Oyunun ikinci perdesi ilkine göre daha heyecanlıydı.
YANSIMA SÖZCÜKLER:
Doğadaki seslerin insanlar tarafından taklit edilmesine denir.
Örnekler
1 .Bu köpek neden havlıyor?
2 .Bir patlama sesiyle irkilmiştik.
3 .Bu aylarda kediler çokça miyavlar.
4 .Bu sözlerim üzerine sınıfta homurtular başladı.
5 .Köyde sabahleyin koyunların meleyişleriyle uyandık.
Eş Anlamlı (Anlamdaş)
Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan bu tür sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) denir.
Örnekler
*Doktor-Hekim
*Zengin-Varlıklı
*Ürün-Mahsul
*Siyah-Kara
*Beyaz-Ak
Zıt Anlamlı Sözcükler
Anlam bakımından birbirinin tersi olan kelimelere zıt anlamlı sözcükler denir.
Örnekler
*Geniş-Dar
*Üzgün-Mutlu
*Siyah-Beyaz
*Güzel-Çirkin
*Sıcak-Soğuk
Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) sözcükler denir.
Örnekler
* Yılanı gören at birden şaha kalktı.
* Mutfaktaki pislikleri çöpe at.
* Al bayrağıma sarılı cansız bedenimi al.
* Gül: “Gül.” dedi, bülbüle.
* Kalem böyle çalınmıştır yazıma
* Yazım kışıma uymaz, kışım yazıma
* Kırda yaptığımız piknikte yanımıza kır saçlı bir ihtiyar
geldi.
UYARI: Bir sözcüğün mecaz ya da yan anlamıyla sesteş anlamlılık karıştırılmamalıdır.
* Bu sözler bazılarına çok dokunacak. ( mecaz anlam )
* Omzuma bir el dokundu. ( gerçek anlam )
* Bu yaz, bir mektup yaz. ( sesteş )
NOT: Sesteş sözcükler genellikle halk edebiyatında cinaslı manilerde kullanılır.
Somut - Soyut Anlam
Duyu organlarımızdan en az biri ile algılanabilen varlıklar somut anlamlı denir.
Örnek
*çiçek, ağaç, ses, koku, hava, göl, ev, rüzgar, ışık vb.
Duyu organlarımız ile algılanamayan, zihinde tasarlanan ve varlığı herkes tarafından kabul edilen duygu,düşünce ve kavramlara soyut anlam denir.
Örnek
*ruh, akıl, vicdan, akıl, acıma, üzüntü, aşk, inanç vb.
ÖZELLİK 1: Somut anlamlı bir sözcük, ek alarak soyut anlam kazanabilir.
* anne- lik , -insan - lık
somut soyu yaptı somut soyut yaptı
ÖZELLİK 2 :Somut anlamlı bir sözcük kullanıldığı cümleye göre soyut anlam kazanabilir. Buna soyutlaştırma denir. Soyutlaştırma kelimeye mecaz anlam kazandırma suretiyle olur.
* Ne kadar sıcak bakıyor değil mi? ( soyutlaştırma)
* Kara haber tez duyulur. ( soyutlaştırma)
* Titreyen yapraklar, cilvedir, nazdır. ( soyutlaştırma)
* Bu adam kafasızın biridir. ( soyutlaştırma)
* Kızın gittiği bu yolu hiç iyi görmüyorum. (soyutlaştırma)
* Sanatta özgün olmak biraz da yürek ister. (soyutlaştırma)
* Nedense bugün hiç havamda değilim. ( soyutlaştırma)
ÖZELLİK 3 : Soyut anlamlı bir sözcük çoğunlukla benzetme yoluyla somut hale getirilebilir.Buna somutlaştırma denir.
* Hüzün, sonbaharda dökülen yapraktır.
* Yalnızlık , bir çiçektir.
*Sevgi, gökyüzünde kanat çırpan bir güvercindir.
* Arkadaşlık, kişiler arasında kurulan bir köprüdür.
* Bu düşünceler, zamanla çürüyecektir.
* Vişne dallarında arzularımız, alnımıza konan bir
öpücüktür.
ÖZELLİK 4 : Gözlemleyebildiğimiz eylemler somut, gözlemleyemediğimiz eylemler ise soyuttur.
* Annesi, bebeğini kucağına almış seviyordu. ( somut )
* Ferhat, Şirin’i dağları delecek kadar seviyordu.( soyut )
* Çocuk, masadaki vazoyu kırmıştı. ( somut )
* Bu sözlerinle arkadaşını çok kırdın. ( soyut )
NİTELİK VE NİCELİK ANLAMLI SÖZCÜKLER
Bir şeyin nasıl olduğunu , ne gibi özellikler taşıdığını anlatan sözcüklere nitelik anlamlı sözcükler denir. Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen ya da azalıp çoğalabilen durumunu bildiren sözcüklere nicelik anlamlı sözcükler denir.
* Az ileride birkaç kişi seni bekliyor. ( nicel )
* Bugün oldukça kötü bir zaman geçirdim. ( nitel )
* Çok konuştuğu için arkadaşları pek sevmedi. ( nicel )
* İki damla yaş olur düşersin yüreğime gizlice ( nitel, nicel)
* Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi. (nitelik )
UYARI: Bazı sözcükler cümlede kazandığı anlama göre nicel de olabilir nitel de.
* Yaptığı işte iyi para kazanıyordu. ( nicel )
* O iyi bir insandı. ( nitel )
* Bu soğuk havada bir de senin soğuk esprilerini çekemem. ( nicel, nitel )
* Bu şehrin havası sıcak olduğu gibi insanları da sıcaktır. ( nicel, nitel)
Görüldüğü gibi nitelik anlamlı sözcükler, genellikle niteleme sıfatı ve durum zarfı görevindedir. Nicelik anlamlı sözcükler ise ölçü - miktar zarfı , belgisiz sıfat veya sayı sıfatı görevindedir.
GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER
Karşıladıkları varlığın tamamını belirten sözcüklere genel anlamlı sözcükler denir. Tek bir varlığı karşılayan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir. Varlıkların genelden özele doğru sıralanışı : Varlık- canlı- hayvan- keçi- Ankara keçisi.
* Çocuk, geleceğin teminatı olduğundan ben çocuğumun iyi yetişmesini istiyorum. ( 2. si 1. sine göre daha özel)
* Kitap, insanın en iyi dostudur. ( genel)
* Bu kitabı arkadaşıma ödünç verdim. (özel )
* Eğitim- öğretim sadece okulda yapılmaz ( genel)
* Okulumuz, şehrin en eski binasıdır. (özel )